Güzellik ve bakım dünyası, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip. Bu dünyada en sık karşılaştığımız kelimelerden biri olan “kozmetik” ise, kökeni ve anlamı itibarıyla derin bir geçmişe dayanıyor. Peki, kozmetik kelimesi nereden geliyor ve zaman içinde nasıl evrildi? Gelin, bu kelimenin etimolojik yolculuğuna birlikte çıkalım.

Güzellik ve cilt bakım dünyasında adını sıkça duyduğumuz Hyalüronik Asit, cildin nemlendirilmesinden tutun da yaraların iyileşmesine kadar bir dizi etkileyici faydası ile bilinir. Peki Hyalüronik Asit nedir ve nasıl işe yarar?

Cildimiz, genel sağlığımızın ve yaşam tarzımızın bir aynasıdır. Beslenme alışkanlıklarımızdan güneşe maruz kalmamıza kadar pek çok faktör cilt sağlığımızı etkileyebilir. Ancak özellikle kadınlar için bu faktörlerden biri olan östrojen seviyesi genellikle göz ardı edilir. Östrojen, sadece üreme sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda cildimizin görünümü ve sağlığı üzerinde de önemli etkilere sahiptir. 

Cilt tipimize göre ürünler kullanmak cilt bakım rutinimizi oluşturmanın ilk adımıdır. Güneş koruyucusunu da cilt bakım rutininde kullandığımız diğer ürünler gibi cilt tipimize göre seçmeliyiz. 

Cilt bakımının önemi hakkında konuştuğumuzda C vitamininin adını sıkça duyarız. Bu vitaminin, cilt sağlığımız için rolü oldukça büyük. Parlak, canlı ve genç bir cilde sahip olmak istiyorsak cilt bakım rutinimize mutlaka C vitamini içeren bakım ürünlerini eklememiz gerekiyor. Cilt için C vitamini ne işe yarar, cildimize faydaları neler, hangi besinlerde C vitamini var ve nasıl kullanılmalı gibi merak edilen soruları bu yazımızda cevaplıyoruz.

Son yıllarda cilt bakımı alanında kayda değer gelişmeler yaşanıyor. En umut verici atılımlardan biri de eksozomların cilt tedavilerinde kullanılmaya başlaması diyebiliriz. Hücreler tarafından salınan küçük hücre dışı veziküller olan eksozomlar, artık cildimizin sağlığını gençleştirme ve iyileştirme konusundaki inanılmaz potansiyelleriyle biliniyor. Gelin birlikte eksozomların dünyasına girerek cilt bakımındaki rollerini, etkinliklerinin arkasındaki bilimi ve cilt tedavisinde yeni bir çağ açan heyecan verici olasılıkları inceleyelim.

Cildin yaşlanma süreci genellikle genetik faktörler, güneşe çok fazla maruz kalma ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi birçok etkenle ilişkilendirilir. Ancak son araştırmalar, cildin yaşlanma hızının sadece bu faktörlere bağlı olmadığını, aynı zamanda ciltte yaşayan faydalı bakterilerin yani cilt mikrobiyomumuzun da bu süreçte etkili olduğunu gösteriyor. Bu iyi bakteriler yaşlanma hızı, cildin sağlığını koruma ve bir dizi cilt sorununa karşı mücadele etme konusunda kilit bir rol oynuyor.

İçimizi ısıtması için bütün bir kış heyecanla beklediğimiz güneş, zaman içerisinde fark etmeden en büyük düşmanımıza dönüşebiliyor. Bu dönüşümü engellemek ise tamamen bizim elimizde. Güneşin zararlarını en aza indirgemek için yapmamız gereken ilk iş, bizim için en uygun güneş kremini seçmek. Çünkü güneş koruyucu ürünlere sadece yaz aylarında değil, tüm sene boyunca her gün ihtiyacımız var.

Cilt vücuttaki en büyük organdır ve toplam vücut ağırlığımızın %15’ini oluşturur. Hassas iç organlarımızı sert dış dünyadan ayırması onu vücuttaki en önemli organlardan biri yapar. Cildimiz çeşitli hücreler, proteinler, seramidler ve lipitlerden oluşan geniş ve karmaşık bir ağa sahiptir. Ancak, tartışmasız en hayati bileşeni cilt bariyerimizdir.

İklim değişikliği dünya ekosisteminde her geçen gün daha fazla yıkıcı etki oluşturuyor. Yaşamımızda da doğal afetlerdeki artış, ani sıcaklık değişimleri ve olağanüstü hava olayları ile bu yıkıcı etkileri hissediyoruz. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu etkiler sıklığı ve şiddeti artarak devam edecektir.

Hepimiz cildimize en iyi bakımı sağlamak için çaba gösteriyoruz. Daha geç yaşlanmak, daha canlı ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için birçok yolu deniyoruz. Her geçen gün cilt bakımımıza gösterdiğimiz önem artıyor. Yeni ürünler deniyor, rutinlerimize dahil ediyoruz. Sık sık çevremize ve sosyal medyaya, özellikle influencer’ların tavsiyelerine kulak veriyoruz. Peki bu bakımları doğru yapıyor muyuz?

Dermal Dolgu nedir artık hepimiz biliyoruz. Dermal dolgular; yaş, yerçekimi, güneş, toksik maddeye maruz kalmak gibi kişisel ve çevresel faktörler ile yaşlanmaya bağlı doğal süreç içerisinde, ciltte azalan kolajen miktarından kaynaklı, kaybolan hacim kaybının azaltılması, belirli bir süre bölgenin istenen hacme getirilmesi için kullanılır.

Cilt bakımınıza önem veren biriyseniz peptitlerin bakım rutininizin en önemli bileşeni olduğunu duymuşsunuzdur. Fakat ne olduklarını hala bilmiyorsanız size peptitlerin önemini anlatmak için buradayız!

Koyu lekeler, çiller, sivilce izleri ve eşit olmayan bir cilt tonu ile boğuşurken hep bembeyaz, aydınlık bir cildin hayalini kurarız. Tıpkı Pamuk Prenses gibi...

Mevsimler değişirken günlük bakım rutinleriniz de değişmeli. Kışın soğuk hava ile savaşırken cildinizin etkilenmemesi ve onu sağlıklı tutmaya yarayan kış için en iyi cilt bakım ürünlerini seçme zamanınız geldi! Kış aylarını hepimiz çok severiz. Soğuk havaya inat sıcak tutan kalın kazaklar, sıcak çikolata eşliğinde izlenen filmler, peki soğuk havayla direkt temas halinde olan cildimiz de kışı seviyor mu?

Gözler kalbin aynasıdır, elleri ise insanın. Bakımlı ve güzel bir el, sizin hayata karşı duruşunuzu gösterir aslında. Zerafetin, oryantalizmin, zaman zaman zenginliğin simgesidir ellerimiz.

Alfa lipoik asit (ALA) insan hücrelerinde fizyolojik olarak bulunan organik bir bileşiktir. Mitokondriyal multienzim kompleksinin kofaktörü olarak işlev görür ve bu nedenle enerji metabolizmasında önemli bir rol oynar.

Cildimiz sağlıklı görünsün istiyorsak önce yediklerimizi değiştirmeliyiz. Besin değeri yüksek olan yiyecekleri tüketmeliyiz.