Masallara İnanır Mısınız?

Koyu lekeler, çiller, sivilce izleri ve eşit olmayan bir cilt tonu ile boğuşurken hep bembeyaz, aydınlık bir cildin hayalini kurarız. Tıpkı Pamuk Prenses gibi...

Yüzyıllardan beri güzellik açık ten rengine sahip olmak ile ilişkilendirilmiştir. Daha açık bir cilt tonuna sahip olma arzusu bizleri kadınların yüzlerini oshiroi adı verilen bir tozla beyaza boyadıkları Japonya’daki Nara Dönemi’ne kadar geri götürebilir. Fakat artık 21. yüzyıldayız ve peri masalları gerçek değil, Pamuk Prenses ise yok. Fakat endişelenmeyin bilim ve tıbbi araştırmalardaki gelişmeler sayesinde, artık uzun süreli kullanım için güvenli sayısız cilt aydınlatıcı ürün var.

Cildinizin neden koyulaştığını biliyor musunuz?

Melanin, cilde, saça ve gözdeki irise rengini veren maddedir. Vücudumuzda bulunan melanin seviyesi ırkımıza ve güneşe maruz kalma oranımıza bağlıdır. Güneşe maruz kalma, cildi zararlı ultraviyole ışınlarına karşı korumak için melanin üretimini artırır. Vücudumuzun melanin üretimi cilt tonumuzu belirlediğinden, doğal melanin seviyemizi değiştiren faktörler renk eşitsizliklerine yol açar. Melanin çoğu pigmentasyon sorununun temel nedenidir. Örneğin, dermiste biriken aşırı melanin nedeniyle güneş lekeleri ve melazma oluşur. Post-inflamatuar hiperpigmentasyon (PIH), cilt iltihaplandıktan sonra aşırı melanin üretimi veya düzensiz dağılımı olduğunda meydana gelir. Genetiğin neden olduğu doğal bir durum olan çiller ise melanin içeren cilt hücreleridir.

Melanin üretimi nasıl oluyor?

Melanin,  cildin bazal tabakasında bulunan pigment hücreleri olan melanositlerde üretilir. Her melanosit, melanin birimini oluşturmak için 36 keratinosit ile çevrilidir. Sentezlendikten sonra, melanin bu keratinositlere aktarılır ve bu da çevredeki cilt bölgesinin koyulaşmasına neden olur.

Melanin üretimi veya melanin transferi anormal şekilde değiştiğinde yaşlılık lekeleri, çiller, melazma, akne izleri ve hatta vitiligo oluşumuna neden olur. Vitiligo, melanositlere oksidatif stresin neden olduğu ve cilt renginin kaybolmasına neden olan depigmente edici bir cilt hastalığıdır.

Melanin üretiminde ihtiyaç duyulan en önemli enzim tirozinazdır. L-tirozini daha sonra melanin üreten dopakinona dönüştürerek etki eder. Melanogenezde yer alan diğer enzimler, tirozinazla ilişkili proteinlerdir.

Bu nedenle çoğu aydınlatıcı cilt bakım ürünü, melanin üretimini azaltmak ve önlemek için tirozinaz aktivitesini engelleyen bileşenler içerir. Bu bileşenler, alfa arbutin gibi sentetik olabilir. Ancak son zamanlarda kojik asit ve papaya özü gibi doğal içerikler, daha güvenli ve etkili cilt aydınlatıcılardır.

Renk eşitsizliğini gidermek, cildi beyazlatmak ve aydınlatmak nasıl mümkün olur?

Cilt renginizi açık hale getirmeden önce, cildinizin koyulaşmasını önlemek her zaman daha önemlidir. Bunu güneş kremi kullanarak, düzenli olarak peeling yaparak ve cildinizi çevresel kirleticilerden koruyarak yapabilirsiniz. Bu maddeleri detaylıca açıklayalım.

Güneş Kremi Kullanmak

Yaşlılık lekeleri, melazma ve PIH gibi düzensiz cilt sorunlarının çoğu, uzun süreli UV maruziyeti ile tetiklenip şiddetlenebilir. UV radyasyonu, cildi bu zararlı ışınlardan korumak için melanin üretimini uyaran serbest radikaller üretir. Güneşe maruz kalmanın artması ciltte melanin seviyelerini yükseltir ve bu da daha koyu bir cilde neden olur. Cilt koyulaşmasını önlemek için ilk etapta SPF 30 üzeri ve geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanmalısınız. Ayrıca UV kaynaklı pigmentasyona karşı ek koruma olarak şapka ve güneş gözlüğü kullanmaya özen göstermelisiniz.

Cildi Düzenli Olarak Eksfoliye Etmek

Epidermisin üst tabakasındaki keratinositler dört haftada bir yenilenir. Bir başka deyişle peeling yapmıyorsanız şu anda ölü deri hücreleri cildinizin üzerinde oturuyor olabilir. Bu da cildinizin matlaşmasının yanında cilt tonunuzun ve lekelerin açılmasının daha uzun sürmesine neden olur.

Cilt bakım rutininizde fiziksel ve kimyasal eksfoliantlar kullanmak cildinizi daha hızlı bir şekilde aydınlatmaya yardımcı olacaktır. Fiziksel eksfoliantlar, mekanik hareketleri sayesinde cildin en üst tabakasını hedef alır, bu da yüzeysel renk değişikliği sorunları için harika bir çözümdür.

Beta hidroksi asitler (BHA’lar) gibi cildi aydınlatan bileşenler içeren kimyasal peelingler dermise daha derine nüfuz edebilir. Kimyasal eksfoliantlar ayrıca aşındırıcı hareketler kullanmaz, bu da hassas cilt tipleri için uygun olmasına olanak tanır.

Cilt Bariyerinizi Çevresel Kirleticilerden Korumak

Son zamanlarda kirlilik önleyici cilt bakım ürünlerinde bir artış fark etmiş ve cildinizin de bunlara ihtiyacı olup olmadığını merak etmiş olabilirsiniz. Cevap ise kesin bir evet.

Kirleticilerin yalnızca cildinizin erken yaşlanmasını teşvik etmekle kalmayan, aynı zamanda melanin üretimini artıran serbest radikaller ürettiklerini ve sağlıklı cildin düşmanı olduğunu unutmayın.

Buraya kadar var olanı koruduk. Mevcut cilt tonunuzun koyulaşmasını önleyecek gerekli adımları attıktan sonra, cildinizi daha beyaz ve aydınlık hale getirmek için neler yapabileceğinizi derinlemesine inceleyelim.

Rutininize cilt açıcı içeren cilt bakım ürünleri dahil etmeniz aydınlık ve beyaz bir cilt elde etmeniz için en önemli madde.

Pamuk Prenses olmak ister misiniz? Öyleyse cilt aydınlatıcı bir ürün seçerken, aşağıdaki bileşenlerden en az birini içerdiğinden emin olmalısınız.

Azelaik asit: Bu popüler cilt bileşeni, olumsuz cilt komplikasyonları olmadan cildinizi aydınlatmada oldukça etkilidir.

Arbutin: Arbutin, yaban mersini, kızılcık ve armut ağaçlarından elde edilebilir. Japonya, Yokohama’daki araştırma merkezi arbutinin melanozomal tirozinaz aktivitesini inhibe ettiğini ve bu da onu etkili bir cilt aydınlatma maddesi yaptığını söylemiştir.

Bergamot: Journal of Food Science and Nutrition’da yayınlanan bir araştırma, bergamotun hücrelerdeki oksidatif stresi azaltmaya ve önlemeye yardımcı olan antiinflamatuar ve antioksidatif etkiye sahip olduğunu söylemiştir.

Kojik asit: Cilt tonunu eşitlemek ve güneş lekelerini tedavi etmek ve cildi aydınlatmak için sıklıkla kullanılır.

Laktik asit: Yapılan klinik çalışmalar melazmayı önemli ölçüde iyileştirmede laktik asit kullanmanın önemli olduğunu vurgulamıştır.

Niasinamid: Melanositlerden keratinositlere melanozom transferini engelleyebildiği göz önüne alındığında, cilt aydınlatma maddesi olarak kullanılması klinik olarak kanıtlanmıştır.

Pantetin: Güneşten ve akneden kaynaklanan cilt lekelerinin giderilmesinde en çok kullanılan doğal maddelerden biri olan pantetin, cildin elastikiyetinin artmasına ve sağlıklı bir cilt yapısının oluşmasına önemli katkı sağlar.

Glutatyon: Glutatyon kendi vücudumuzda ürettiğimiz bir protein ve cilt beyazlatmada kullanılan en güçlü oksidanlardan biri. Ciltteki serbest radikalleri etkisiz hale getirerek cilt lekelerinden korurken, melanin üretimini azaltarak cildi beyazlatır.

Elma: Elma özü, melanin üretimini azaltıcı etkisi ile cilt beyazlatmaya büyük katkı sağlarken, mineral ve vitaminler yönünden zengin içeriğiyle cildin doğal yapısının korunmasına destek olur. Ayrıca içeriğindeki AHA gibi doğal asitlerle cilde peeling etkisi sağlar.

Pirinç: İçeriğinde pirinçten hazırlanan ekstreler bulunan PABA maddesi güneşe karşı koruyucu etkisiyle cilt lekelerinin oluşumunu engellerken, allantoin maddesi ise güneş yanıklarının azaltılması ve cilt onarımına yardımcı olur.

Renk eşitsizliğinin giderilmesi ve cilt koyulaşmasının önlenmesinde yapılacakları sizlere aktardık. Beyaz ve aydınlık bir cilde sahip olmak için güneş bakımı, peeling ve cilt bariyeri korumasına odaklanın. Doğru ürünler kullanıp, doğal antioksidanlarla beslenerek tüm pigmentasyon sorunlarınızı aydınlık bir cilt ile değiştirmeniz mümkün!